Su

Su, yaşamın en temel bileşenlerinden biridir. Canlı organizmaların büyük bir kısmı sudan oluşur ve su, biyokimyasal reaksiyonların gerçekleştiği ana ortamdır. Hücrelerin %70-90’ı sudan meydana gelir. Suyun biyolojik önemi şu şekildedir:

• Çözücü Özelliği: Su, polar bir molekül olduğu için birçok maddeyi çözme yeteneğine sahiptir. Bu özellik, biyokimyasal reaksiyonların gerçekleşmesi için gerekli olan maddelerin hücre içinde çözünmüş halde bulunmasını sağlar.
• Isı Düzenleyici: Su, yüksek ısı kapasitesine sahip olduğundan, vücut sıcaklığının dengede tutulmasına yardımcı olur. Ayrıca, terleme yoluyla fazla ısının vücuttan atılmasını sağlar.
• Madde Taşıma: Su, besin maddelerinin, gazların ve atıkların taşınmasında önemli bir rol oynar. Kan, suyun taşıyıcı özelliği sayesinde besinleri ve oksijeni hücrelere iletir, atıkları ise uzaklaştırır.
• Kimyasal Reaksiyonlar: Su, birçok biyokimyasal reaksiyonun hem substratı hem de ürünü olarak görev yapar. Örneğin, fotosentez sırasında su kullanılır ve oksijen açığa çıkar.

Mineraller

Mineraller, organizmaların büyümesi, gelişmesi ve çeşitli biyolojik işlevleri yerine getirmesi için gerekli olan inorganik maddelerdir. Hücrede enzimlerin ve proteinlerin yapısına katılırlar ve çeşitli biyokimyasal süreçlerde katalizör olarak görev yaparlar.

• Kalsiyum (Ca): Kemik ve dişlerin yapısında bulunur, kas kasılmaları ve sinir iletiminde rol oynar.
• Demir (Fe): Hemoglobin molekülünün yapısında yer alır ve oksijen taşıma işlevini sağlar.
• Magnezyum (Mg): Klorofilin merkezi atomudur ve fotosentezde önemli bir rol oynar. Ayrıca, birçok enzimin kofaktörü olarak görev yapar.
• Sodyum (Na) ve Potasyum (K): Sinir impulslarının iletiminde ve hücre içi ve dışı sıvı dengesinin korunmasında önemli rol oynarlar.
• Fosfor (P): DNA, RNA ve ATP gibi önemli biyomoleküllerin yapısında bulunur. Ayrıca, kemiklerin güçlenmesine katkı sağlar.